Travma Bilgeliği
Travma nedir?
Travma: Canlı üzerinde beden ve ruh açısından önemli ve etkili yaralanma belirtileri bırakan ağrı, bir doku ya da organın yapısını ya da biçimini bozan ve dıştan mekanik bir etki sonucu oluşan lokal yara olarak tanımlanır.
Yunanca’da travma, yara demektir.
“Sadece yaşadığımız acılar değil bazen yaşamak isteyip de yaşayamadıklarımız da, içimizde ‘yara’ olur.”
Figen Karaaslan
Aslında bedende olan şeyler (Taciz, tecavüz, şiddet, kazalar, doğal afetler…) Sadece fizikte kalmaz, tedavi edilmediği ya da ruhsal olarak şifalandırılmadığı zaman ruhu da olumsuz etkiler. Bu kaygı, üzüntü, yas gibi duygular tedavi edilmediği zaman vücuttaki stresi artırarak bedensel hastalıklara da zemin hazırlar. İşte bu yüzden beden ve ruh sağlığı birbirini etkilediği için önemli ve aynı anda üzerinde çalışılması gereken bir konudur.
İnsan, ruhsal bir varlık olduğu için, atalarından, geçmişinden etkilendiği için ben, psikolojik destekle birlikte ruhsal şifa çalışmalarının bu süreci kısaltan ve tamamlayıcı bir rol olduğunu düşünüyorum. Artık biliyoruz ki Atalardan bize geçen genetik durumlar ve hastalıklar da hayatımızı etkiliyor.
TRAVMALARIN HAYATIMIZA ETKİSİ
Dünyaya gelmeden önce ruhsal gelişimimiz için bir kader planı seçiyoruz. Bu plana uygun bir doğum tarihi, doğum haritası ve aile seçiyoruz. Bebeklik ve çocukluk döneminde bu kader planına uygun travma(lar) yaşayarak, ruhsal olarak gelişiyor ve büyüyoruz. (Zorluklar ve acılar ruhu geliştirir.)
“Hayatta karşılaştığımız zorluklar, aslında ruhumuzun gelişmek için ihtiyacı olduğu derslerden ibaret.”
Marianne Williamston
İleriki yaşlarımızda bu travmayı aşıp, bize olan etkilerini çözüp, dersleri almaya ve böylece kendi üzerimizde çalışmayla geçiyor. İşte bu, bir insanın ortalama yaşam döngüsü… Bunu fark edip, kabul ettiğimizde kurban modundan çıkıyoruz ve kendi hayatımızın sorumluluğunu da almaya başlıyoruz. Öteki türlü, kısır döngüler içinde hayata katılmadan, etkin moddan edilgen moda geçip kendi gücümüzü de yadsıyoruz.
Dersi ne kadar çabuk alır, yaşananları olduğu gibi kabul edip yaşanmış olan duruma direnç göstermezsek, duygularımızla savaşmazsak süreç de bizim için daha yumuşak ve kolay geçer.
İşte bu durum da, “kader gayrete aşıktır” sözüne karşılık geliyor. Başımıza gelenleri değiştiremeyiz ancak bakış açımızı değiştirerek, ruhsal şifa çalışmalarıyla farkındalığımızı artırarak ve kendi yaşamımız üzerinde çalışarak, travmaların bize olan olumsuz etkilerini azaltabilir ve ruhsal olarak büyüyebiliriz.
Herkesin Travması Kendine Özgüdür
Kayıplar, hayal kırıklığı, doğal afetler ve başka durumlar bizde yas uyandırabilir. Ötelemeden, bastırmadan ve içe atmadan duygularımızı sağlıklı bir şekilde dışa vurmayı ve hatta duygularımız hakkında konuşmayı öğrenmeliyiz ve en önemlisi de, bu konuda kendimize izin vermeliyiz.
Duygularınızı nasıl yaşadığınızı, kırılganlıklarınızı, travmalarınızı ve bu travmalarınızın nasıl tetiklediğini en iyi siz bilirsiniz. Bu sürece, başkalarının müdahale etmenize izin vermeyin. “Hadi çık artık depresyondan, takma ya, büyütme…” diyenlere, kim olursa olsun kulak tıkayın.
“Kendinizi sevin, kendinize karşı her zaman hoşgörülü olun. Zor zamanlarda kendinize anlayış gösterin ve zaman tanıyın.”
Figen Karaaslan
Yas Süreci
Yasınızı tutmayıp, toplumsal baskı ya da farklı sebeplerle bastırırsanız, o yas süreci içinizde hiç bitmez ve bu da sizi bir süre sonra depresyona sokabilir. O yüzden size, ne yapacağınızı söyleyen herkesi susturun, kendi tarzınızda, kendi bildiğiniz gibi yasınızı tutun. İçinizdeki acıyı nasıl dışarı çıkarabiliyorsanız öyle dışarı çıkarın. Yasınıza, acınıza ve öfkenize kimsenin karışmasına izin vermeyin. “Senden daha beterleri var haline şükret, uzattın” benzeri şeyler diyerek size suçluluk hissettirenleri dinlemeyin ve gerekirse bu süreçte onlardan uzaklaşın. Aşırı negatiflik gibi toksik pozitifliğin de bu süreçte kimseye faydası yok.
Hepimizin karakteri, baskı yaratan duygularla, sorunlarla mücadele etmedeki içsel mekanizması, travmaları ve karakteri çok farklı. O yüzden kimsenin depresyon ve yas sürecinde size nasıl davranacağınızı ve hissedeceğinizi söylemesine izin vermeyin.
NEDEN TRAVMA BİLGELİĞİ?
Travması çok olanın ruhsal acısı, doğal olarak bilgeliği de çok oluyor. Bu yüzden buna ‘travma bilgeliği’ diyorum. Özellikle travmalar, bebeklik zamanından geliyorsa; çoğu buzdağının altında oluyor. Onların suyun üzerine çıkması için daha fazla çaba ve zaman harcamak gerekiyor. Bu yoldan geçmemiş ya da bu yoldan geçen birine uzun zaman eşlik etmemiş birisinin, suyun altındaki görünmeyen alana ulaşması çok daha fazla zaman alıyor. Kendi bebeklik travmalarım için uzman terapi desteği alırken, bir yandan başka ruhsal çalışmalara kaltıldım bir yandan da kendi üzerimde çokça çalıştım. Bir anlamda travma bilgeliğimi artırmaya devam ediyorum. 🙂
Yaşadığınız ruhsal zorluklarla ilgili aldığınız psikolojik uzman desteğine ek olarak; kısırdöngülerden çıkmak amacıyla ruhsal şifa çalışmaları yapmak, süreci daha da kolaylaştırmak ve kısaltmak için lütfen WhatsApp’tan benimle iletişime geçin. Bu yolu yalnız yürümek zorunda değilsiniz.
WhatsApp İletişim: 0545 953 82 22
⚕️ Şifacı Astrolog Figen Karaaslan